Uz.Dyt. Pınar Akbudak
Köşe Yazarı
Uz.Dyt. Pınar Akbudak
 

Vazgeçemediğimiz bir ‘Tat ve Koku’: KAHVE

 “Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır” özdeyişi hayatımızdaki önemini açıkça gösteriyor ağız tadımız kahvenin. Sohbetlerin vazgeçilmez eşlikçisi olmasının yanı sıra kahve, evlilik öncesi törenlerin en tatlı faslı olmuş, telvesinin gelecekten haberler verdiği inancı ile geleneklerimize derinden işlemiştir. Nedir, Nerede yetişir? 17.yüzyılın sonlarına kadar sadece Yemen’de üretilen kahvenin tüketimi yaygınlaşınca  üretimi de artmıştır. Bugün üretiminin zirvesinde ise bunu bu işe çok sonraları başlayan Brezilya’dır. Brezilya’yı Kolombiya ve Endonezya takip etmektedir. Kahve, çiçekleri beyaz ve hoş kokulu, kirazı andıran kırmızı meyvesinin içinde iki çekirdek bulunan, dikildikten yaklaşık 3 yıl sonra meyve vermeye başlayan ve 30-40 yıl boyunca aralıksız meyve veren bir ağaç türüdür. Kırmızı meyvesinin içindeki çekirdeklerin kurutulup bazı fermantasyon süreçleri sonrasında kahve çekirdeği, çeşitli şekillerde öğütülmüş haliyle tüketime sunulmaktadır. Ülkemiz topraklarında yetişmese de pişirme tekniği nedeniyle dünyaya yayılmış “Türk kahvesi” kültürümüze derin yer etmiş olan bir şeklidir. Türk kahvesi, pişirme esnasında herhangi bir süzme ve filtreleme işleminden geçmediği için en doğal tüketim şeklidir. Filtre kahveyi de Türk kahvesinin hemen arkasına sıraya koyabiliriz. Ancak, üretimi sırasında eklenen katkı maddeleri granül (çözünür) kahvelerin sağlıklı olma özelliğine gölge düşürmektedir. Faydaları ve olası zararları nelerdir? Yemek sonrası keyifle içtiğimiz kahvenin sağlığımıza önemli katkıları vardır. Öyle ki Kahve: İçerdiği antioksidanlar sebebiyle kansere karşı koruyucu etkileri vardır. Metabolizma hızını artırarak yağ yakımını hızlandırır. İçeriğindeki kafein uyku haline neden olan “Adenozin nörotransmitterlerini” bloklayarak uyanıklığı artırır. Hissedilen yorgunluğu önleyerek konsantrasyonu artırır ve bilişsel performansı yükseltir. Her besinde olduğu gibi kahvenin de fazlasının zararları vardır. Bunları da sıralayacak olursak : Uyku düzensizlikleri ile gerginlik, huzursuzluk gibi duygu durum değişiklikleri, Kan basıncında ani artışlar, kalp ritminde hızlanma, Sık idrara çıkma, Sade kahvenin kalorisi olmamakla birlikte içine ilave edilen krema, yağlı süt ve şeker gibi ilaveler sebebiyle kilo artışı söz konusu olabilir. Ayrıca reflüsü, ülseri-gastriti, yüksek tansiyonu olanların kahve tüketmemeleri tavsiye edilir. Ne kadar tüketelim? Kahve çeşitlerinin içerdiği kafein miktarı porsiyonlarına ve hazırlanış şekillerine göre değişkenlik göstermekle beraber “Maksimum Kafein dozu” yetişkinlerde günde en fazla 400 mg olmalıdır. Bu da dört fincan kahve demektir. Ancak kahve tüketimini günde 2 fincan ile sınırlamak en doğrusudur. Sonuçta diyebiliriz ki, kırk yıl hatırı olan sıcak bir kahveyi tahtından indirecek tat ve kokuda bir başka içeceğin yüzyıllardır bulunamamış olması onu daha da değerli ve vazgeçilmez kılmaktadır.
Ekleme Tarihi: 03 Kasım 2025 -Pazartesi
Uz.Dyt. Pınar Akbudak

Vazgeçemediğimiz bir ‘Tat ve Koku’: KAHVE

 “Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır” özdeyişi hayatımızdaki önemini açıkça gösteriyor ağız tadımız kahvenin. Sohbetlerin vazgeçilmez eşlikçisi olmasının yanı sıra kahve, evlilik öncesi törenlerin en tatlı faslı olmuş, telvesinin gelecekten haberler verdiği inancı ile geleneklerimize derinden işlemiştir.

Nedir, Nerede yetişir?

17.yüzyılın sonlarına kadar sadece Yemen’de üretilen kahvenin tüketimi yaygınlaşınca  üretimi de artmıştır. Bugün üretiminin zirvesinde ise bunu bu işe çok sonraları başlayan Brezilya’dır. Brezilya’yı Kolombiya ve Endonezya takip etmektedir.

Kahve, çiçekleri beyaz ve hoş kokulu, kirazı andıran kırmızı meyvesinin içinde iki çekirdek bulunan, dikildikten yaklaşık 3 yıl sonra meyve vermeye başlayan ve 30-40 yıl boyunca aralıksız meyve veren bir ağaç türüdür. Kırmızı meyvesinin içindeki çekirdeklerin kurutulup bazı fermantasyon süreçleri sonrasında kahve çekirdeği, çeşitli şekillerde öğütülmüş haliyle tüketime sunulmaktadır.

Ülkemiz topraklarında yetişmese de pişirme tekniği nedeniyle dünyaya yayılmış “Türk kahvesi” kültürümüze derin yer etmiş olan bir şeklidir. Türk kahvesi, pişirme esnasında herhangi bir süzme ve filtreleme işleminden geçmediği için en doğal tüketim şeklidir. Filtre kahveyi de Türk kahvesinin hemen arkasına sıraya koyabiliriz. Ancak, üretimi sırasında eklenen katkı maddeleri granül (çözünür) kahvelerin sağlıklı olma özelliğine gölge düşürmektedir.

Faydaları ve olası zararları nelerdir?

Yemek sonrası keyifle içtiğimiz kahvenin sağlığımıza önemli katkıları vardır. Öyle ki Kahve:

  • İçerdiği antioksidanlar sebebiyle kansere karşı koruyucu etkileri vardır.
  • Metabolizma hızını artırarak yağ yakımını hızlandırır.
  • İçeriğindeki kafein uyku haline neden olan “Adenozin nörotransmitterlerini” bloklayarak uyanıklığı artırır. Hissedilen yorgunluğu önleyerek konsantrasyonu artırır ve bilişsel performansı yükseltir.
  • Her besinde olduğu gibi kahvenin de fazlasının zararları vardır. Bunları da sıralayacak olursak :
  • Uyku düzensizlikleri ile gerginlik, huzursuzluk gibi duygu durum değişiklikleri,
  • Kan basıncında ani artışlar, kalp ritminde hızlanma,
  • Sık idrara çıkma,
  • Sade kahvenin kalorisi olmamakla birlikte içine ilave edilen krema, yağlı süt ve şeker gibi ilaveler sebebiyle kilo artışı söz konusu olabilir.
  • Ayrıca reflüsü, ülseri-gastriti, yüksek tansiyonu olanların kahve tüketmemeleri tavsiye edilir.

Ne kadar tüketelim?

Kahve çeşitlerinin içerdiği kafein miktarı porsiyonlarına ve hazırlanış şekillerine göre değişkenlik göstermekle beraber “Maksimum Kafein dozu” yetişkinlerde günde en fazla 400 mg olmalıdır. Bu da dört fincan kahve demektir. Ancak kahve tüketimini günde 2 fincan ile sınırlamak en doğrusudur.

Sonuçta diyebiliriz ki, kırk yıl hatırı olan sıcak bir kahveyi tahtından indirecek tat ve kokuda bir başka içeceğin yüzyıllardır bulunamamış olması onu daha da değerli ve vazgeçilmez kılmaktadır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve favorilezzetler.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.