Türkiye, 2026 yılına hem umut hem de büyük hedeflerle giriyor. Sektör temsilcileri; “Merhaba 2026, merhaba sağlıklı günler, merhaba hilesiz gıdalar…” diyerek gıda güvenliğinin artık ertelenemeyecek bir öncelik olduğunu vurguluyor.
Son dönemde yaşanan hijyen problemleri, zamsız ve adil fiyat arayışları, üreticinin ayakta kalma mücadelesi; Ulusal Turizm & Gastronomi Master Planı’nın acilen hayata geçirilmesi gerekliliğini bir kez daha gündeme taşıdı.
Bu topraklar dünyanın en köklü mutfağıdır!”
Türkiye; Dünyanın en eski tarım kültürünün, Kadim mutfak mirasının, Cennet sofralarının vatanı…
Sektör uzmanlarına göre hedef artık çok daha net:
Türkiye, dünyanın en zengin gastronomi ülkesi seçilmeli!”
100 Milyon Turist Hedefi — Şefler Ülkenin Lezzet Elçisi
Gastronomi yazarları ve şefler, dünya arenasında Türk mutfağının tanıtımını üstlenerek ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Bizler dünyanın dört bir yanında Türk gastronomisini anlatıyoruz.
Sağlıklı gıda lüks değil, haktır!”
Hak ettiği zemini hazırlamak için çalışıyoruz.” Uzmanlar; turizm, üretim, markalaşma ve eğitim zincisinin aynı anda güçlenmesigerektiğini belirtiyor. Adil denetim vurgusu tüm sektörün ortak çağrısı: Her işletmede aynı standartlar uygulanmalı. Denetimler sadece kriz anlarında değil, sürekli olmalı.
Üretici de tüketici de korunmalıdır.”
Güçlü Plan = Güçlü İmaj = Güçlü Ekonomi
Türkiye doğru stratejilerle;
Turizm gelirlerini yükseltebilir. Ülke imajını küresel arenada güçlendirebilir. Yerel üreticiyi rekabetçi konuma taşıyabilir.
2026, Türk Gastronomisinin Yılı Olsun!
Sektörün beklentisi net:
Eğitimle, denetimle, kaliteyle aynı sofrada birleşmek…
