Birliği, beraberliği, bolluğu, bereketi en çok istediğimiz zamanlardan geçiyoruz. Bizim yolumuz da sözümüz de her zaman lezzetle son bulur. Durum böyle olunca hem lezzetini hem de hikâyesini çok sevdiğim ve ilk aklıma gelen geleneksel lezzetiyle hepimizin bildiği Perde Pilavı…Güneydoğu Anadolu bölgesi’nde Siirt ilimizin en meşhur yemeklerindendir. Her zaman söylerim, bizi biz yapan hikâyelerimizdir. Yemeklerimizi yaparken içine kattığımız duygularla kavurur, yaşadıklarımızda lezzetlendirir, tecrübemizle de hikâyesini yazarız. Kimimiz bir kaşıkta tattığımız lezzeti unutmayız, kimimiz de her kaşıkta geçmişi hatırlarız. Benim de aklıma bu unutulmaz lezzet düşmüşken sizlerle de hikâyesini paylaşmak istedim.Eve gelen gelin ile bu hikâye başlıyor. Çünkü; kadın bir evin direği, çekip çevirenidir. Kayınvalide, geline yufka (hamur) içine doldurulmuş, bol malzemeli pilavı verirken “ Kızım bu yuva artık senindir, bu evde yaşanılan her şey senin içinde kalmalıdır, sırrı sırrın olmalıdır”. Pilavın yufkası gibi sende evini sarıp sarmalayacaksın demek istemiştir aslında. Çünkü gelin de o eve bereketi ve bolluğuyla gelmiştir, tıpkı pirinç tanelerinin bolluğu gibi. Bademler erkek torun, dolmalık fıstıklar kız torun isteğini, kuş üzümleri sağlığı, baharatlarda hayatın acı tatlı günlerini simgelerken, daha eskilerde keklik ve horoz eti kullanılır evin erkeğini temsil edermiş. Ancak zaman geçip evin reisi durumu tartışılır olunca günümüzde tavuk eti ile yapılır olmuş.İşte yıllardır sofralarımız da yer verdiğimiz, bir kaşığına bin lezzeti sığdırdığımız perde pilavımız bu günlerimize kadar ulaştı. Hikâyesi olan lezzetlerimizi unutmayalım, unutturmayalım. Belki de bizlerde hikâyesini yazdığımız bir yemeği hayata geçirir, yıllar sonraya taşır, nesillere aktarırız. Hayatına kattığın acı tatlı lezzetlerde senin elinde. Bir başka lezzet dolu hikâyede buluşmak dileğiyle. Sevgiyle kalın…Favori Lezzetler Magazin Dergisi Mart 4. sayısında yer alan haberi detaylı okumak için bu linkten ulaşabilirsiniz:https://www.favorilezzetler.com/e-dergi/